parmakları yolunmuş kanat
bahçeleri teknoloji çöplüğü
el kadar yürekleri
küresel yazgılara dijital açılan sanal pencere
yani anlayacağınız
çocukların durumu uzun hava türkülük
yirmilik diş gibi zorluyor zaman
kuduz karanlığın dibi de gece
var eden umutları
anaç yaralara akreple yürüyen merhem
yani anlayacağınız
çoğalıyor dişiliğine pişman analar
köşeli yürüngelerde serili yatakları
dilleri dibine buharlaşan deniz
bıyıkları ile süpürdükleri sokak
tabutun musallaya uzanan yolu
yani anlayacağınız
ölünce kıymete binmeye alışıyor babalar