Şiir Arama

Adnan Durmaz - Bulut Zamanları

yurtsuz bir ay akıyor
eski bir kış masalı anlatan bulutlardan
gecenin duvarında pencereler yalnızlık
fanilikten söz eden bir şarkı rüzgar

ötesin sen
gül kurusu saçlarında gün batar
susuşun sarı yapraklar
gözlerin sonbahar

ah o bulut zamanları
ki zamandan kovgun
kül hiçlik
kil akşamlar
bun

rıhtımlarda beklersin beni
duraklarda
sonsuza daldığın her yerde
gazeller döker yüreğin
gözlerin aşk girdabı

ben o uzak kır yollarında
anızlı derin hiçlikte
yıldız yağmuru gecelerden ıslanmış
ay biriktirerek yüzümün yapraklarında
sesimde çoğaltarak ırgat türkülerini
bakışımda kaval kanamaları
tut ki yaylası ölenler-dağı yıkıklar gibi
köle pazarları... sokak çocukları... tarih
yıkılmış kentlerin altında kalan hasretlere
hüznümün sırtında anlatılmaz sevdalar...
gelirim

kederim çivilerle
yüreğim cesetlerle
hayvanca hoyrat
eylülce şair
yar
bakışında uçuşan yapraklar...
acı
sen ki buldukça tükenen
elimi uzattıkça tutulmaz rüzgar
tanıdıkça yabancı

izafiyet kesinliğinde bir bakış buldum da gözlerinde
kuantum tadında bir şeyler
keynes ve sonraki kış
tam da bir uzun havanın orta yerinde
mekanik metal bir bakış
tam da turaç kuşu konarken dala
aaah nasıl da yorgunum... ki uzak
kanar gayri şuramda
tökezir deli akış

düş ovalarına ölümcül bir ot gibi girdi de aşk
yaşlı çınarların altında
sen bittin... aşkını öldürerek

aşk işte
devrimci ezilmişliğimizin altında
seyriyen asi damar

aşk işte
bulut tayları
yürüyen arkadaşlar

keremin aslıyı sorduğu yanık ocak taşları
yurtsuz bir ay akarken üşüyen yalnızlıktan
şehir
akşam gününde
geçmiş hazanlarla günlenen ihtiyar

pencerenin pervazına düşmüş ölü bir arı
ışıklarla oynaştı... güllerle sevişti... dikenlerle dövüştü
yağmurlar yaşadı... yellerde savruldu
hala kanatlarında bulut bulaşıkları
aşk işte

ırgat sofralarında taze somun gülünce
nasıl yayılır o gülüş sıcacık
nasıl akar boşalmış dere yatağı çizgilerinden topraksı suratların
aşk işte

ömrüm ki
iklimini yitireli çok olmuş
belki bin yıllık yoldur geldiğim
sevdiğim
bir sevdalı yüreğin eylülüne düştün
ki onca zamanda aşk da eğrilmiş...
gülüş de yitirmiş aslını... bakışlarda heyelan
sararan yapraklarım ürkütürken saçlarını
yüce dağ başında ağlar bir ceylan

bozkırlarda kuşlar toplu uçuyor
dikenler kurumuş ama ayakta
kış kötü geçecek bu yıl

faniliğe dair bir şarkı söylüyor da bulutlar
anladım kimi zaman başlamadan biter masal
şu deli bulutun tayı
alır da götürür ıssızıma
sen
gayri beni anımsama
kal...


Yorum Yaz

Yorumunuz (*)

Resimdeki kodu giriniz

IP Adresiniz: 3.144.106.207

Yorum Yok

Bu söze ilk yorumu siz yazın.