saklı suskunluklarında
gökyüzü yıkılır
çatırdayarak
bu kaçıncı gülüşün
kahkahalarla ağlayarak
izin ver
kanayan yerlerini öpeyim yüreğinin
ki değişsin
acılara sabitlenmiş adresin
şimdi oturmuş
boşalmış ırmak yataklarında
hiç bir şeyi beklersin
karabasan tarlası kesilmiş uykuların
çocuğu ölü doğmuş bir ana gibi
linç edilmiş duyguların
acıya hüküm giymiş dudağında her gülüş
kanlı eller uzanmış goncagül sevinçlerine
idamla yargılı fidan düşlerin
bütün sokakların çıkmaz
aşkyeşili ovaların çoraklığa yükümlü
yerin göğün leş kuşları
bilir mi
bir akarsu
nasıl kanar
bilir mi bu korkuluklar tarlası
sevda yüklü yüreklere
ölüm hükmü biçilir mi
zulüm köprülerinden kör geçilir mi
sancılar sevilir mi gözbebeğim
girdaplar seçilir mi
söyle
sonsuz gökyüzünde kanatsız uçulur mu...
haydi kalk
umuda yeniden kanat vursun içindeki güvercin
haydi
dünya gökkuşağına burunsun gözlerinden
hem bütün suçlarınla güzel
bütün günahlarınla masumsun sen...