hazan iklimi gözlerin
yüzünde gül aydınlığı
hangi eylülden gelirsin
ellerin aşk kırgınlığı
üzüm gözlerin gizemli
bakışın şarabi akşam
yüreğimde izin nemli
gözyaşının yorgunluğu
kimse bilmez-dağlarında
kurşun yemiş bir gerilla
kara gözlerinde keder
belli ki bu son yarası
alnında yıldızlanan ter
omuz vermiş bir ardıca
belli ki son cigarası
bir yanında kaldırımlar
hüznü-sevinci-acısı
sinemalar-kitapçılar
bir de onca insan yüzü
yağmayan göğün sancısı
yaşanmamış sevdalara
yürekte gökyüzü büyür
okunmuş onca şiirden
aşk hurdalığı bir yanın
bir yanın gidilmedik yerlere vurgun
baharla sevişirsin yaprak dökerken
en yeşil dalların kırgın
meğer ki aşk dedikleri
kovulmakmış mabetlerden
gözyaşları çiğneyip
yakmakmış koskoca şehri
uçurum kıyısında
gece yolculukları
yürekten can yolmakmış
kendini doğurmak sancılarla
bambaşka bir sen olmakmış
dibi görünmez sulara dalmakmış
gülüşünün kıyısında
duran bulutların eli
gece giyinmiş gözlerin
ekim yağmurları gibi
susuşunun saçlarında
bir şiirin imge eli
geçip gittin-tam yanımdan
incecik bir yağmur yeli
ben sormadım
sen demedin
bence adın güz güzeli