namuslu yosmam benim-asaletli çingenem
ömrüne bahis tutmuş kumarbaz meryem
boş yataklar-loş bakışlar-fuhuş-ikiyüzlülük
kahvaltı-bulaşık-çamaşır-dedikodu
seçilmemiş zamanlarca nefret içinde
gizemli bir lir
sevişmek yılda bir
ve kırk kilit altında gizlenen şiir...
namuslu yosmam benim-asaletli çingenem
niye bıraktın beni yırtılmış bir yürekle
sonu gelmez bozkırlarda yitmiş bir çocuk gibi
niye sustun-açlığıma-kıtlığıma-yetimliğime
bak işte imgelerim çiğnenir-düşlerim yağmalanır
sazım taşlara çalınır-sözüm yellerde savrulur
niye bıraktın beni yırtılmış bir yürekle
güneş iner kan kırmızı sulara
deniz şehvetle titrer
sen sonsuza dalarım gözlerinde gemiler
bilinmez yerlere giden gemiler
yürekleri zoka yemiş
yüzleri bakırdan denizciler
sokaklara bakarsın
kıvıl kıvıl insanlar
sovandan suratları
kabuk üstüne kabuk
maske üstüne maske
koşarlar gözü doymaz hırslarının peşinde
yaşarlar bir şeylerden kaçarak
ve son derece masum
özveri tellalı-namus simsarı
yaşarlar irin saçarak...
namuslu yosmam benim-asaletli çingenem
eşkin indi akşam deli bozkıra
indi gözlerime çoban yıldızı
ayrılıklar kanadı
ve boşuna yaşamlar
çıban dağlar zonkladı ıssızlığın bağrında
beni niye bıraktın yırtılmış bir yürekle
sürüden ayrı düşmüş bir emlik kuzuyum ben
sınırsız ıssızlarda kurt sağnağı gecede
niye bıraktın beni yağma sofralarında
namuslu yosmam benim-asaletli çingenem
sanadır şimdi dargın gözlerimde kırık düş
yüreğimde sanadır birikip sızlayan nem
küskünlüğüm bir sana
sanadır bunca sitem...