Bir zamanlar ilâhi bir seda yükselirdi
Günde beş kez Allah'ın şanını yüceltirdi
Müminleri çağırır Mevlâ'nın huzuruna
Herkesi davet eder Yaradan'ın nuruna
Bu çağrı Ayasofya Camiinden çıkardı
Pasaklaşmış kalpleri pak ve temiz yıkardı
O bir cennet kapısı bir nur meşalesiydi
Gönüllerde akacak iman şelalesiydi
Yükselirdi her zaman oradan Hakk'ın sesi
Oradan açılırdı müminlerin nefesi
İstanbul'u fethinde Fatih Sultan Mehmet Han
İbadete açtırdı Ayasofya'yı o an
Tekbir sedalarıyla çınlanırdı her taraf
Müminler namaz için toplanırlardı saf saf
Şimdi ise müşrikler onda dolup taşıyor
Aklı olan her kişi bu duruma şaşıyor
Zira müze yapıldı Ayasofya Camisi
Müslüman bir ülkede hiç çıkmadı hamisi
Öksüz bir yavru gibi himayesiz kalmıştı
Mümin geçinenler de tam gaflete dalmıştı
Oysa yüz karasıdır bütün Müslümanlara
Nasıl izin verdiler yazık olsun onlara
Hiç Allah'ın mabedi bir müze yapılır mı?
Yüce Mevla'dan başka kimseye tapılır mı?
Hani o bülbül gibi şakıyan minareler?
Hani günde beş vakit tekbir getiren diller?
Fakat bu böyle kalmaz mabede açılmalı
Oradan gönüllere vaazlar saçılmalı
Yükselsin tekbir sesi yüce minarelerden
Yüce Allah'ın adı işitilsin her yerden
Ey şanı yüce Rabbim yardım et müminlere
Kâinatta bulunan mümin ins ve cinlere
İstiyorum susmasın minareler lal gibi
Müslüman uyumasın durmasın aptal gibi
Onlara bir şuur ver uyanmak nasip eyle
Birlik ve beraberlik içinde kaim eyle
İlâhi Tanyeri'nin duasını kabul et
AYASOFYA'da namaz kılmayı da nasip et