Ay yüzlü kadınların
teni gibi kokuyor
avuçlarımdaki toprak
farketmeden çiğnesem de
yuvasını karıncanın
bir gidip bin geliyor
türküler içinde kervan
Ömrümün biriktiği
mor bulutlu vadide
aşk saati soruyor
ilk halini hayatın
ışıklarla yıkanıyor
mahsun gülümsemeler
Kendini silen evlerin
yorgun misafiriyim
uzun ırmaklarla akıyor
gülün son telaşı güz
bir menzilden ötekine
savruldu bütün yollar
şimdi bu durağa geldi
Adı değişmeli artık
sıfır noktasına giden
sessiz trenlerin
aramızda yer bulur
anlam gül açar nasılsa
derinlere ağarken
boşluktaki gölgeler
Anılarla ısınıyor
soğuk düş odaları
hangi ele uzansam buz
kendini de siliyor 'ben'
nasıl çağırıyor bilseniz
dönüş yolunda bir fettan
İskandiller boşuna
karaya oturdu gemi
yolun sonuna geldim
ay yüzlü kadınların
teni gibi kokuyor
avuçlarımdaki toprak
vakt erişti in diyor
bu muammalı durak