Yaz gelince kuş olup Anamurdan uçmak isterim,
Bir yörük göçü olup Akpınara,Sarıyaylaya göçmek isterim,
Alaköprüye konmak,Kocaçayın suyundan içmek isterim,
Sevdalanırım sevdalanırımda bir türlü ahdım olmaz.
Pınarların berrak suyunu,Ağustos böceğinin sesini özlerim.
Bu yıl göçerim diye her sene yazın gelmesini gözlerim.
Ona buna dedikodusunu yaparım,boşa gider sözlerim.
Gönüllenirim niyetlenirim de bir türlü gözüm almaz.
Hiç unutmam Kuruağaın rüzgarının yorgan uçurduğunu,
Cop Parmak Muslunun göçüp ucunu kaçırdığını,
Elif Teyzenin danasını yitiripte ne yapacağına şaşırdığını,
İçim hasretle doludur,bağlayan bağların salmaz.
İçimizdeki bu heves,bu istek,bu gençlik solmadan,
Beğöldüğünden,Kuruağaçtan,Kocadönmeden,
Göçebe obası ile gene göçebilirmiyiz derim ölmeden,
Günü gün edelim,ileride bu sevdadan eser kalmaz.
Hey gidi günler hey! eski sefahatlar ezel oldu,
Kocadönmede söyleyen o uzun havalar şimdi gazel oldu,
Bazılarına günümüzde otomobille göçmek güzel oldu,
Derlerse de inanmam kanmam kafam eskidir almaz.
Göçenlerin Kaş Yaylasından Anamura dönüp bakışı başka,
Aşağıda Kocaçayın,Gökçesuyun kıvrıla kıvrıla akışı başka,
Kıbrısın görünüşü,Suolmazın manzarası bambaşka,
Derim derim de gezemem göremem bir türlü.
Abanoz Yaylasında verdiğimiz molayı hep özlerim.
Hayal kurdukça o manzarqaları,faltaşı gibi açılır gözlerim,
Sizler de bir şeyler düşündürür,bu efkarım bu sözlerim,
Derim derimde muradıma eremem bir türlü.
Alımusa Çalından,Halkalıdan Akpınara uzanıversem,
Yitirdiğim özlemlerimi tekrar kazanıversem,
Bir fırsatını bulup da muradıma eriversem,
Derim derim de dertlerim dağlara seremem bir türlü.
Sarı Yaylam,seni gönlümce yaylayamadım,
Alaca palazını,kınalı kekliğini avlayamadım,
Dolaşabilsem adım adım,güzelliğine doyamadım,
Derim derim de çocukluk anılarımı deremem bir türlü.
Toroslarda yayladan yaylaya usanmadan sapasım gelir,
Her çiçeğine konup,tat alıp bal yapasım gelir,
Anamurluyum yaylalarıma vallahi tapasım gelir,
Derim derim de güzelliğini bilirim,yeremem bir türlü.