Bez ciltli bir kitapta kederli bir düş vardı
Solgundu düş, yorulmuş, eskimiş, eprimişti
Esmerdi, inceydi, tartımlı tümceleri
Hiçbir ileti yoktu, sözcüklerdendi evren
Her sözcük dilediği anlamını edinirdi
Gül kul olabilirdi, ses sus, sazlar susardı
ay turuncu doğardı düş kentin üzerine
Işıklar yol boyunca ay olmayı isterdi
Gürüldeyen taşıtlar usul olalım derd
Gelir kara bulutlar, ışıkları budardı
Çıkar yükseklere ay, aklaşır, paklaşırdı
Bir uçak yaklaşırdı, kanatları iki renk
Sözcükler yanaşırdı, bumlu kamyon arkada
Seyrederdi ocuklar baştan sona merakla
Acıların kalıba dükülmesini parkta
Yoksavar şairlerin varsıl şiirlerini hey
Çiçek, sofra, oyuncak, donanma fişekleri
Düştü bu düş! Düğünde sepet havası çaldı
Değil mi ki yok saymak düşsüzlüğün umarı
değil mi ki yaşamak düşlemek ve istemek
Bez ciltli kitaplarda düler yinelenecek