Şiir Arama

İnci İnceer - Bengisu

‘Sen okulsun… Ben sana kul…
Her zaman benimlesin, nerde olursan ol!
Derin
Öyle derin ki içimde köklerin
Yürüdükçe damar damar kanımda
Bin türlü yeşilde filizlenir
Bin türlü ebrulide biter ikilemlerim
Güneşim, denizim, hedefim
Peşin sıra pırıl pırıl sana koşan nehirim… ‘'
...

Vuruldu mu?
Tutuldu mu?
Yoksa doğmayı mı unuttu güneş…
Bilmediğim kadar sert esiyor rüzgâr!
Söyleyin!
Neden bulandı?
Neden, bakınca aksimin düştüğü aydınlık sular…

Bin nefesten dualarla inlese de semalar
Talan oldu gökyüzü
Ayaz vurmuş güller gibi soldu yıldızlar…
...

Koptu sağ kolu
Tuz çanağına döndü bağrına düşen ateş topuyla yandı deniz…
...

Dibe vurmuş susuzluktan, susarken çaresizlik batağında kahrımdan
Su verdin dudağıma, bengisu pınarı avuçlarından…
Bulduğu en ince ve derin çatlaktan
Şehveti aşka bulaştırmadan,
Damla damla sızarak ruhuma, bendimi yıkan
...

Sokul yanıma
Sormak istiyor gözlerim, demir attığım gözlerine usulca
Ürkek ve şaşkın

Nereye vuruyordu şavkın, sabahı olmayan gecenin evvelinde…
Hangi karanlıklar aydınlanıyor
Hangi karalar çıkıyordu su yüzüne?

Hangi ıssız kıyıda
Hangi düştüğü dalgada
Hangi süzülen damlada kırılıyordu ay ışığı
Hangi ahtapot kollarda tükeniyordu umut?
Aşk hangi sularda…

Bağışla
Cevabını bilmediğim bir soru daha
Neva makamı gözlerine

Doğar mıydı şair?
Bitseydi gece
Sökseydi şafak
Çıksaydı şeb-i yelda sabaha…


Yorum Yaz

Yorumunuz (*)

Resimdeki kodu giriniz

IP Adresiniz: 3.146.152.147

Yorum Yok

Bu söze ilk yorumu siz yazın.