Şiir Arama

Kemal Çakır - Ben Erkek Adamım

Daha yeni oturmuştum masama
Rakımı da mezelerimi de
Yenice almıştım karşıma
Bu işleri hep ben yaparım da.

O gün efkar dağıtmak istiyordum
Biraz da mazi olmuş, köhnemiş
Hatıraları yaşamak.
Ama ne gezer!
Yine başımda;
Her zaman olduğu ve yaptığı gibi
Dikildi karşıma.
Yüzünden akan bin parça
Sanırsınız rahmetli kaynanamı
Bendim öbür dünyaya yollayan,
Ya da bendeki dertleri oydu yaşayan.

Şöyle bir uzandım bir yudum almak için;
Neler söylemedi,
Neler yapmadı ki o mel' un!
Gözlerime baka baka.
Yine de içtim.
Erkek adamım ben.
Ne ondan korkarım, ne de kendimden.

İyi geldi ilk yudum.
Kendimi toplar,
Maziyi hatırlar gibi oldum birden.
Neyse ki fazla kalmadı başımda
Öbür odaya geçti, telaş içinde aniden.

Rahattım...
Kadehi ikinci kez doldurdum.
İşini bitirmiş olacak ki,
Yine dikildi karşıma;
'Boşver, aldırma ' dedim
Kendi kendime.
Erkek adamım ben
Ne ondan korkarım ne de kendimden,
Bir dikişte götürdüm bu kadehi de.

Yine birşeyler söylendi
(Delimidir ne!)
Bakmadan benim kim,
Kendisinin ne olduğuna.
Böylesi bir hatun
Mumla arasan bulunmaz da
Biz bulmuşuz nasıl başardıksa.

Kafam iyi olur gibi oldu ya!
'Bir iki lokma birşey getirip, koyDedim masama.
Nerden söyledim, nasıl unuttum bir ara,
'Sen misin bunu söyleyen ayyaş' deyip,
Öyle bir indirdi ki oklavayı başıma,
Meğer ilk kadeh sonrası
Oklava almak için geçmiş öbür odaya.

Nevrim döndü, fena oldum
Bir ara içimden bir ses dedi ki!
'Çek silahı, uzat şunu
boylu boyunca yere.Kulak vermedim bu sese,
Hemen düşündüm;
'Ne yapacaksın erkek de olsan,
karşındaki kadındır' dedim
Aklımı almak geldi başıma.

Bir- iki sefer daha böyle yapmıştı
Hatta daha da fazlasını.
Bu nedenle dikiş attırmıştım
Yarılan sağ kaşıma.

Ne ise, 'ya sabır ya sabır' diye diye
Bir-iki kadeh daha içip
Yanaştım mazinin o köhne limanına.
Demirleyip hayal gemisini oraya,
İndim aşağıya.
Şöyle biraz açıldım
Onunla gezdiğimiz kumsala doğru.

Yenice basmıştı ayaklarım kuma
Kendimi de çok iyi hissediyordum.
Yalnız değildim, başbaşa kalmış
Birşeyler konuşmaya başlamıştım
Onunla:
O unutulmaz öpüşlerden,
Sabırsız bekleyişlerimizden... filan
sözediyorduk.

Niçin ayrıldığımızı hatırlamaya çalışırken
Güneş çarpması gibi bir hal oldu bana;
Sanki dünya başıma yıkılmıştı, aniden.
Onun beni aldatışını hatırladım
Her zamanki süslü sözlerinin ardından.

Fırladım deliler gibi hemen yerimden,
Bir sağa bir sola bakınıp
Döndüm gerçeğe yeniden.
Bir iki güzel söz söylemek için
Yaklaştım yanına,
Sarıldım onun oklava tutan ellerine.
İçkimi zehir edip burnumdan getirdiği,
Üstelik de oklavayı başıma indirdiği bile
Gelmeden aklıma.
Bir kere daha vurmasını istedim bana.
Lakin ben erkek adamım
Dövülmeye katlanırım ama,
Aldatılmaya asla.

O mendebur hiç aldatmadı beni.
Zaten böyle yapsaydı
Alabilir miydi oklavayı eline?
İlgilenmezdi, bırakırdı beni kendi halime.
Hatta içip, zom olmamı beklerdi
Çünkü, bu daha çok gelirdi işine.

İşte böyle...
Kendisi gibi sevgisi de delice;
Bir yandan sever beni
Canımsın, ciğerimsin der,
Diğer taraftan alır oklavayı eline.

Böyle öğrenmiş herhalde
Telkini de sevgiyi de.
Ne yapacaksın, ne söyleyeceksin?
Böyle namuslu ve koca kıymeti bilir
Allahın garibine...


Yorum Yaz

Yorumunuz (*)

Resimdeki kodu giriniz

IP Adresiniz: 3.144.90.108

Yorum Yok

Bu söze ilk yorumu siz yazın.