Ahlâk
Sözlük anlamı bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları, olarak tanımlanan ahlak, huy, tabiat, mizaç, karakter anlamlarında da kullanılır. Bir terim olarak ise insanın iyi ya da kötü olarak nitelendirilmesine manevi vasıfları, huyları ve bunların etkisiyle ortaya koyduğu bilinçli davranışların bütününe verilen addır. Aynı zamanda bu konuyu inceleyen bilim dalına da 'Ahlâk' adı verilmiştir.
İslam ahlâkının kaynağı ise bilindiği üzere Kur'an ve sünnettir. Hz. Aişe validemiz kendisine sorulan bir soru üzerine Hz. Peygamber'in ahlâkının Kur'an Ahlâkı olduğunu söylemiştir.
Bu iki kaynak dini ve dünyevi hayatın genel çerçevesini çizmiş ve zaman içinde din bilginleri ve mutasavvıflar eliyle geliştirilip bir sistem olarak ortaya konmuştur.
Ahlak kavramının karşıtı doğal olarak ahlaksızlık olarak tarif edilir ki Allah Kur'an'da 'Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın adımlarını takip ederse şunu bilsin ki o, edepsizliği ve kötülüğü telkin eder. Eğer üzerinizde Allah'ın lütuf ve merhameti olmasaydı, içinizden hiçbir kimse temize çıkamazdı. Fakat Allah, dilediğini arındırır Allah işitir ve bilir.' (Nur& 21) buyurarak ahlaksızlık batağına düşmemek konusunda insanı kesin ve açık bir dille uyarmıştır.
Allah insanı en güzel bir biçimde yaratmış ve ona kendi ruhundan üflemiştir. Bu sebepledir ki, melekler Allah'ın emriyle insanoğlunun atası olan Hz. Âdem karşısında saygı ile eğilmişlerdir.
İnsan ne tümüyle iyidir, ne de kötü… Hem iyidir hem de kötü. Kişi ahlâk kavramı içinde tanımlanan bu terimlerden hangisini kendisi için öngörmüşse o yanıyla anılmakta ve değer kazanmaktadır, hem insanlar hem de Yaratan karşısında. 'Ne ekersen onu biçersin.' diye boşuna söylenmemiş olsa gerektir.
Geçmişte ve hatta günümüzde yok olup ortadan kalkan toplumların hemen hepsinin en önemli zaafı ahlâken düşük olmalarıdır. Ahlâk, kişisel olduğu kadar toplumsal yapılanmayı da ayakta tutan en önemli unsurların başında gelir. Salt bu yüzden bir erdem olarak ahlâk kavramının hâkim olduğu topluluklar güçlü ve müreffeh olurlar.
Toplumların yapı taşı olan insan, yaşadığı topluma kendisinden ne yansıtmışsa, onun tekrar kendisine dönmesi mukadderdir. Yansıttığı, aynı zamanda kendisi ve kendi geleceğidir. _________