Akşam
Akşamın kızıllığı çökmeye başladığında Dünya'nın üzerine ağır ağır, gün boyunca süregelen hay huy ve koşuşturmaca da yavaşlamaya, ilerleyen vakitle birlikte giderek durgun bir hal almaya başlar. Zaman artık sanki daha yavaş akar. Özellikle de yaşı ilerlemişler ve yalnızlar için…
Akşamlar hüznü çağrıştırır çoğu zaman, ölümü… Ayrılıkların acısını, gurbeti… Uzakları, kaçıp gitmeyi… Bırakmayı her şeyi… Özlemeyi, özlemlerini insanın…
Duygu yüklü bir andır günün batmaya başlayıp yavaş yavaş geriye çekilerek yerini akşamın o tül mavisi rengine bırakması. Kısacık da olsa şairler için en verimli zaman dilimidir akşam vakti. Şairane bir tavrı vardır çünkü o iki anın birbirini selamlamalarının.
Oysa gecenin yerini gündüzün aydınlığına bırakırkenki o tavrında aynı şiirselliği bulmak mümkün değildir. Akşam vakti hüznü ve çağrıştırdıklarını temsil ederken, ikincisi hayatın ve umudun temsilcisidir. Biri bitişlerin, diğeri başlangıçların simgesi… Şairler içinse başlangıçlar değil, bitişler ilham vericidir, çoğu zaman. Çünkü bitmek demek hüzün demektir. Hüzünse şairleri her zaman cezbetmiştir. Bu yüzdendir ki şair milleti akşamı ve onu takip eden geceyi daha çok sever.
Başlangıçlar, bitişler… Hayat ve ölüm… Siyah ve beyaz… Akşam ve gün… Hepsi bir birinin karşıtı… Karşıtların birliği… Biri olmalı ki diğeri de olsun. Birinin olmaması durumunda diğerinin hiçbir anlamının olmayacağı gerçeği karşısında insanın söyleyebileceği ne var?
Akşam zaman içinde özel bir zaman… Melankolik bir halin cezbesine gireceğini bile bile, yine de o hüznü yaşamak isteyişindeki hevesi anlayabilmek için insanın illa şair mi olması gerekir? Sıradan insanların da bu özel zamanın tadını bir şekilde çıkartmalarının önünde ne gibi bir engel olabilir?
Her insanın, akşamların o her mevsim değişik tadını ciğerlerine çekmesinin önünde hiçbir engel yok. İnsan istesin yeter ki... Elinde bir bardak çay olmuş, olmamış, fark etmez. Bir deniz kenarında, ya da dağda, bağda… Bir cam kenarında veya iş dönüşü yolda, kaldırımda… Neredeyse… Günün akşama kavuştuğu o anda birkaç dakikalığına kafasını kaldırıp mola versin hele bir. Akşamı mutlaka görür. Görür ve doyasıya yaşar.
Recep Akıl