Param yoktu Benimle aşk yaşayamazdın ve beni sevemezdin.
Çünkü param yoktu.
Senin sevgilin olacak insanın çok parası olması gerekiyordu
Parasız bir sevgili düşünemiyordun.
Mutluluğun sadece paradan ibaret olduğunu zannettiğin için mutluluktan mahrum kaldın belki de
Para olmaz ise mutlu da olamayacağını düşündüğün için
Gerçek bir sevgili bulamadın beklide.
Senin sevgilinin yakışıklı yâda temiz kalpli olmasına gerek yoktu.
Önemli olan cüzdanıydı. Cüzdanı ne kadar kabarık olursa senin aşkında o şekilde kabaracaktı sanki.
Ve bende senin bu enflasyon gibi olan sevdandan sıkılmıştım artık.
Çünkü hayat demek para demek değildi. Para dediğin bir kâğıt parçasıydı. Gerekli ihtiyaç malzemelerini almaya yarayan ve karşılığında çeşitli çalışmalar yapılan pek önemsiz bir şeydi senin put haline dönüştürüp deliler gibi taptığın para…
Aslında senin Budizm i tasdik eden Budist bir yapın vardı paraya karşı.
Senin ilahın bu yüzden paraydı.
Ona tapıyor onu istiyor onu arzuluyor sadece ona önem veriyordun
Ben sevgimizin bitmemesi için bildiğim tüm duaları okuyordum.
Ve senin inançsız yüreğinin ilişkimizin bozulmaması için kıldığım nafile namazlarından hiç haberin yoktu.
Nafile namazlarını bir yana bırak ta
Geceler boyu ellerimi gökyüzüne açıp senin yıkanmış beyninin paradan vazgeçmesi için ettiğim dualardan hiç haberin yoktu.
O dualar ki gecenin sessizliğini yırtarak girmişti iman sarayımdan içeri ve hızla yükselmişti arşıâlâya.
Param yoktu.
Bu seni sevmeme bir engel olmadığı gibi bu yüzden ayrılmamıza da bir sebep yoktu.
Benim niyetim büyük bir holding kurmak değil. Küçük ölçekli bir sevda işletmesi kurmaktı.
Patronunu nu ikimiz çalışanlarının da çocuklarımızdan ibaret olduğu.
Lojistik desteğini ailelerimizin sağladığını
Batma riskine karşı aşırı şiddetli aşk ile önlem aldığımız.
Küçük ölçekli işletmeleri destekleme ve geliştirme kurumundan bu maddiyata dayalı sevgin nedeni ile aşkımızın bitmemesi için hibesiz sevda kredisi almıştım gözlerinden…
Biliyordum asla ödeyemeyeceğimi.
Belki aşkımız gelişir belki sevdamız güzelleşir yâda çok iyiye gider diye niyet edipte almıştım bu krediyi.
Param yoktu.
Geri ödeyemedim sevdamın hibesiz kredisini.
Çünkü ödeseydim senin beni sevmen gerekirdi.
Senin beni sevme ihtimalin incecik bir dal kadar zayıftı.
Çünkü param yoktu.
Yaram çoktu.
En son haciz gelmişti artık sevda kredime.
Gelen suratı bir karış ve bu bir karış suratı ile Yalakalık yaparak bana taahhütname imzalatmak isteyen haciz memurunun bakışlarından anlamıştım.
Paraya dayalı sevdamızın battığını
Ödeme planlarım ve kredimi yapılandırmak için derhal sevdanın bana vereceği zamanı öğrenmek için başvurdum kalbine iki kefil olan gözlerim ile.
Fakat senin çokbilmiş parasal ve tamamen ekonomiye dayalı aşkının çokbilmiş temsilciliğini yapan müspette yüreğin kabul etmemişti kefil olan gözlerimi…
Niçin diye sordum kendi kendime hiç çıkamayacağımı bilmeme rağmen bu sorunun içinden yinede sorma gereği duydum bu soruyu.
Aklıma gelmemişti hiç daha önceki yaşamız olduğumuz aşklarda parasız kaldığımı anlayınca bana kırmızı kalem çekip kara listeye alıp beni ve:
Bir daha ask yasayamayacağın benimle…
Nasıl olurdu bu?
Kırmızı kalem yemiş birine sevgi kredisi veremez miydi gönlün?
Hadi gözlerimin kefilliğini kabul etmedin ya kalbimi getirsem kabul eder miydi acaba aşkının çokbilmiş temsilciliğini yapan müspette yüreğin?
Tahvillere ihtiyacım vardı aşkından alınmak üzere
Başka çarem yoktu.
Tolerans vermen gerekiyordu aşkıma çünkü teminat olarak yüreğime rehin koyabilirdin.
Başkasının girmemesi ve başkasının almaması için ya da yüreğimi başkasına vermemem için.
Tertemiz sevginin sponsorluğunu yaptığı aşkımızdan çeşitli nedenler ile artık tertemiz sevgin istifa etmişti sponsorluktan.
Sevda Envanter imi açtım. Karıştırdım kurcaladım belki elden çıkarabileceğim bir şeyler olur belki bu kısa periyot ta çıkarıp elden öderim diye düşündüm…
Olmadı.
Param yoktu.
Zor durumlar için ayırdığım ‘'İhtiyat Payını''' çıkardım ama pek dayanmadı senin para ile beslenen aşkına…
Finansal durumum git gide kötüye gidiyordu artık her geçen gün faiz geliyordu gözlerinden aldığım hibesiz sevda kredisine…
Seni sevme istikrar'ımdan hiç vazgeçmedim. Tüm aşk fonlarımın bitmesine rağmen
Sevdan ha bire rant sağlıyordu düşüşümden çünkü param yoktu.
Gönlüm her ne kadar reaksiyon gösterse de başka yollara başvuruyor her bakışını zarar olarak gösterip vergiden kaçıp kolayca ve fazla zarar görmeden ikinci bir toparlanmaya kadar iflas göstermek istiyordum. Fakat bilemedim gerçekten iflas edeceğimi.
Sana olan aşkımın amortisman'ı olan ne varsa tükenmişti.
Üstüne üstlük yedek akçelerim ile gözlerine bakarak aldığım dış fonlardan geriye sadece bom boş bir kasam kaldı.
İşleyen sermayemde tükendi senin para aşkına sadece bu kadar dayanabildi…
Devülasyon oluyordu. Her öpücüğüne karşılık sevda ülkemde karşılıksız para bastım.
Ben karşılıksız para bastıkça paramın değeri düştü… Battım battım battım
Çaresiz kalmıştım ben iflas numarası yapmaya çalışırken tamamen iflas etmiştim aşkından.
Bu yüzden hiç olmayan bir gece gibi zifiri bir karanlıkta açarak gönül şirketimi
İçerisinden sadece senin aşkını yanıma alıp kepenkleri gecenin bir yarısı hışımlı bir gürültüyle indirdim.
İşte bu aşkın ekonomik çöküşüydü.
Hiperenflasyon arasında kalmış senin parasal değere önem verdiğin
Kocaman bir aşkın çöküşü idi…
Rüzgâr sadece yaprağı götürürdü oysaki ben bir köktüm.
Günün birinde yine çökme ihtimaline karşı aşkı kalbimden söktüm.
Tüm yollarına karşılıksız bastığım paralarımı döktüm…
Anlamadıysan anla
Kısa zamanla
Ben aşkınla battım ve çöktüm…