Hoş geldin yazgım, oğlum
Şimdi sen tam üç yaşındasın
Dörtten gün alacaksın yarın
Hoş gelmişsin aramıza iyi ki gelmişsin
Hoş gelmiş iyi ki gelmiş benim yağız civan oğlum
Aklımın delisi oğlum
Civanım…
Anan daha çocuktu
Seni doğurdu, küçücüktü.
Ama yiğit doğurdu umarım
Ben daha büyüktüm sen doğduğunda
Küçüktüm ama daha yirmi sekizinde bir çocuk
Hoş geldin oğlum
Mutluyuz
Güzel bir yaşamın olsun
Umudun ve aşkın olsun oğlum
Civanım, dermanım, canım oğlum
Üçündesin civanım, sonra on üçünde
Ve yarın yirmi üçünde olacaksın
Umudun gücünde
Yüreğin elinde olsun civanım, oğlum…
Daha kavgalar göreceksin oğlum
Daha yenilgiler
Ve kırgın yanılgılar
Ama oğlum, yılmayacaksın
Yenildikçe kazanmasını
Kırıldıkça çelikleşmeyi
Ve vuruldukça dirilmeyi öğreneceksin
Hoş geldin oğlum…
Acılar da kavgalar da seni bulacak
Yenilmeyi de bileceksin ha…
Yanılmayı da
Ve kazanmanın ne demek olduğunu kaybettiğinde öğreneceksin
Geçtiğin yolları bir bir içine kazacaksın
Kaygılarını da korkularını da alacaksın yanına
Büyürken oğlum, küçük kalmayı da bileceksin
Bileceksin ha! İçindeki oğlumu bitirmeyeceksin
Bırakabileceğin geriye, yalnızca umutların ve gözlerin olmalı
Karış karış gezdiğin yollara adını yazacaksın
Ve büyüdüğünde oğlum
Hayata kendini dayatacaksın
Öyle inatla öyle kavgayla
Senden aldıklarını unutmadan, sen ondan dahasını koparacaksın
Sen, o kara gözlerini çakacaksın göğün yüzüne
Bulutların da ötesinde yıldızlara bakacaksın evlat
Yüreğin göklere sığınırken
Acılarını duyacaksın yeryüzünün…
Benim civanım
Canım oğlum,
Hoş geldin
İyi ki geldin…
Unutma oğlum
Ben göçsem de bu diyardan
Yüreğim seninle olacak civanım
Üçünde, on üçünde, yirmi üçünde ve sonrasında…
Civanım, dermanım, canım oğlum
Sen büyü oğlum
Ama içindeki oğlumu üç yaşında kadar diri tut ha!
Yoksa ölürüm bilesin…