İÇİMİ BOYAR
olsaydı tatlılığın kanadı
teninin sümbülüne konardı
öpülmenin yaramaz şehveti
göğüslerinde birdirbir oynardı
mutluluğu yakalasa sevinç tuzaklarım
yüreğinin saatleri nabzımda atardı
bal olup damlasa yorgunluğun
sevişmelerin peteğinde yatardı
ölümün keskin dili
varlığınla susardı
tanyerinin aydınlığı
alevinin ışığında solardı
baharda zahter alsam koynuma
terin kokardı
dağ çiçeklerinin melteminde
boynuna tomurcuklar doğardı
elin çırpınan serçe
avuçlarımda kanat açardı
okşamaların hırçın pençe
yüreğim darbelerinle coşardı
dudaklarım çatlasa sensizlik kurağından
dilin ağzımda kutsal bereketler sulardı
gidişin cehenneminde yansam kavrulsam
gelişin cennetinde hasretler kanardı
çiçeğe dursa bir ağaç
varlığın arısına döker ballar
akyanus mavisi sevmeler
içim dünyasını rengarenk boyar