Sefer edince bir âşık âlemden,
Bulut ağlar, toprak ağlar, su ağlar,
Cihânın gözyaşı dinmez, elemden,
Arş ağlar, ferş ağlar ve sonsuz ağlar.
Saçını okşayan saba yelinden,
Cânhıraş bir çığlık sabahı boğar,
Kundakta sarılı bebe içinden,
Bir âşık daha göçtü, diye ağlar.
Mum misali eşya yanar derinden,
Güneş ağlar, ateş ağlar, kor ağlar.
Pervaneler elbet geçer kendinden,
Alev ağlar, şule ağlar, köz ağlar.
Gülistanın rengi atar, derdinden,
Cümle gül kendini kızıla çalar.
Aşk ülkesinin muhabbet ilinden,
Bülbül, bir garîb âşık için ağlar.
Figânlar yükselir yeryüzünden,
Nebât ağlar, hayvan ağlar, ins ağlar.
Bin parça düşer zamanın yüzünden,
Mevsim ağlar, takvim ağlar, an ağlar.
Bir rüzgar eser hicrân yönünden
Kasvetli bir hava varlığı boğar.
Nice taş yürekler döner sözünden,
Bekâya yürüyen âşıka ağlar.
Âşıkân, sâdıkân inler gönülden,
Leylâ ağlar, Mecnûn ağlar, çöl ağlar.
'Âşıklar ölmez', duysak da sümbülden,
Varlık ağlar, yokluk ağlar, aşk ağlar.