Yaklaşan yaklaşmakta, son perde; kıyamet,
İnsan vurdumduymaz, bu, bu nasıl bir cür`et,
Yolculuğun sonu değil hayra alamet,
Belki faydasız bir pişmanlığa işaret.
Onu hafife almak mı? ne münasebet,
Ancak buna sebeb, ameldeki atalet.
İrkil biraz, silkelen, bul bir istikamet,
Aksi tam anlamı ile mutlak felaket.
Şu fırtınada bir gemi, elbet zaruret,
Göklere ulaşır dalga, tufana nisbet.
Sarsılınca alem, işte malum musibet,
Hiç kimse, şu durumdan edemez şikayet,
Zira sebeb malum, varlığına ihanet.
Gel şimdi şu hazin manzarayı bir seyret,
Yaklaşan yaklaşmakta, son perde; kıyamet.