Ne cehennemin nârına vardır âhım,
Ne cennetin tahtına eyvallahım,
Ne de dünyanın saltanatına bir tamahım,
Ey sevgili! Ben cemâli pâkinin hayranıyım.
Ne güneştir yakan, şu tenimi,
Ne çöldür yanıp-yandıran beni,
Ne de ateştir kül eden canevimi,
Ey sevgili! Ben kara gözlerinin meftunuyum.
Ne alemin kargaşası keser sesimi,
Ne bir idam, ruhumdaki nefesimi,
Ne de kıyametler vuslat hevesimi,
Ey sevgili! Ben hilâl kaşlarının hayranıyım.
Ne bir an şikayetim var ayrılığından,
Ne azarlamandan, kapından kovmandan,
Ne de yüzsüzlüğümü yüzüme vurmandan,
Ey sevgili! Ben gül yanaklarının meftunuyum.
Hakikat,
Ne o güzel cemaline, ne de kara gözlerine,
Bilirim liyakattan fersahlarca uzağım,
Ve layık değilim, hilal kaşa, gül yanağa,
Lakin ben aşkına, ben aşkına muhtacım...