Elektriğin olmadığı
Gaz lambasının her yeri
Aydınlatamadığı
Eski günleri özledim
Karanlığı özledim
En azından
Kara işleri
Karanlığın gizlediği günleri
Alanlara satanlara
Bir dakikada beş takla atanlara
Rağbetin olduğu
ve
Alın teri işçisinin
Bir lokma ekmek için
İş bulamadığı günlere kaldık
Herkesin yanlışları
Hoş gördüğü
Tatsız günlere kaldık
Her şeyin ayan beyan ortada olduğu
Kimsenin saklama gereksinimi hissetmediği
Taşkın günlere kaldık
Ben bu sahnede
Salonu terk ediyorum
İçeri girmeye çalışan
Kalabalık güruhu yarabilirsem
Salonu terk ediyorum
İnsanların kuru ekmekleriyle
Yamalı elbiseleriyle
Bir birlerine güvendiği
Kapılarını bile kitlemediği
Karanlık sanılan
Günlere iklimlere
Kaçacağım
Yada
Dağ başında çoban olsam
Bunlar
Koyunlarını verir mi
Otlatmam için
Yoksa otla koyunun
Çobanla sürünün
Arasına da bir şeyler mi karıştı
Zorumuza geliyor ama
Aslında
Bir şeyler mi karıştı bizim mayamıza
Karanlık günlere kaldık
Lambaların spotların
Şeffaf vitrinlerin ortasında
Ve
Gaz lambalı aydınlık günleri
Yürekten arar olduk