Albenili taptaze dudağın buğusuna kapılmış patron
Şıngır yüreği kalbur, ne döksen akar şorlayı şorlayı
Postsakallı da olsa, suyunu çekmiş vicdan..! Fitne ficür
Sapkın ruh yapışır kene gibi darı darına, güpegündüz
Olmazsa olmazı?.. Tutamazsan sapı!.. İşte kapı�
Kalbi kırılır, incinir� Hiçliği ortaya çıkar yoksulun.
Pisi pisine tetik düşmüştür bir kez..! Bellekte, pamuk gibi
Barut gibi tutuşur, bölüne bölünen devinen ihanet.
İklimini içinde taşıyan yürek, kuyumcu terazisi
Maya tutmaz yoz moz, fırfırlı yürek!.. Körkütük
Hayatı süsler ışıl ışıl tek taşlı, yeşertir aşkı� İhaneti!..
Aman avam duymasın(!).. Dürte dürte deliğe süpürürler sonra
Kurutup cebine koydu kucak kucak tatlı suçu!
İmlasızı alâkadar etmez mahalle baskısı!.. Yürekten
Yüreğe aşk sektiren ne yapsa düşer tarakta bezi olana�
Ar damarı çatlamış! İhanet sızıyor sarmaşık duygulu erkekten
Gökbenekli darpedilmiş! Kolu kanadı kırık� Aç çıplak
Kıyın kıyın elleriyle ağlamayı da öğretti hayat
Yakamozlu gözyaşı ruhunun suyu� İçi vızıldar, yaşam sancısı
Hayat ağacından düştü, sıvıştı sıvışacak! Şiirle yarayı.
Edilgen yüreğe bukağı vurmuş töre! Git kumda oyna..!
Çırpına çırpına kaçarken yargısız infazdan
Acıyan yeri çar naçar karnında gezdirdiği
Kınalının kefeni boyun şalı! Dört döner evrile devrile.
Torbaya girmiş, oylum oylum tutulmuş! Teneke çal!
Körü körüne bir taş da sen at aya..!
Tahtasakallı haydi durma, töre bu(!)..
Hayatı göğsünde saklayan kadının cennet ayağının altında!..