YAŞIM YİRMİ..HAZİRANIN ALNINDAN ÖPÜYORUM..
dün haziranın arkasından su döktüm..
yaşım yirmi..
..
öyle güzeldi karayellerin
estikçe yanıyor ecdadımın bir tarafları..
..
düş denen şeyin
perdesinde küpürlenmişim
köşe gözlerinden geçerken
öpüyorum haziranın alnından..
ölüyorum desem
haftada bir
benden yıllık bir intihar istersin..
yaşım yirmi..
..
firar ediyor oğlanlar
naylon parmaklıklarımdan
artık sevme beni(!)
bitti..hiç olmayan halet-i ruhiyelerim
...
tuza yatırdım ellerimi
uzatsan şimdi serçe parmağını
kurdele gibi rengini sarabilir miydim..
en bedbah halimle..
yaşım yirmi..
öpüyorum haziranın alnından
haftada bir sana uğruyor aklım
arkadan geliyorum..devrik bir duruşla
dört gözün..birden kör oluyor..
bakamıyorsun..
su döküyorum önüne..taşlardan dökülüyorum
çabuk gelesin diye..çabuk gelesin diye..
...
öyle ya ben yirmisinde koca bir kadındım..
her gece yatmadan önce
her sabah haziranın elinden öptükten sonra
bir yudum alıyorum akidelerinden..
üstüne bir bardak su içmiyorum ha..
yanlış bilme..
...
üzülmüyorum..insanlık halidir..
ceviz kabuğun olurum..
kadınlığımın pisliğinde
sen sıyırırsın çöplerimi
bir şilep gibi sızarsın orama burama..
...
ve en lezzetli halinle
sonraya bırakılmış mühimsiz bir aşk yaşarsın..
kulaklarına kaçırma sakın kelimelerimi
beni yaşarsın demiyorum..
mühimsiz bir aşk..
öylesine yani..
..
yaşım belli..
koca bir kadınım..
haziranın sıcaklığından dökülüyorum
bilmiyorsun..
her dalga şiirlerimi alabora ediyor
dillerimin korsanı belliydi oysa
bir rüzgar gülüne bakardı iş..
yaşım yirmi..
yelkenlerimi uçurtma yapıp
kullanılmamış göklerinde
güvercin olmama gerek mi vardı..