Kaç latifeye sığdırsam gülücüklerini,
Yaralı yüzüm tebessümden uzak kaldığında
Sadece senin gamzeni hatırlarım,
Umudu hissettiğimde yüreğimde�
Kaç damla su içsem busenin sıcaklığında,
Dudaklarımın çatlaklığını yâd ettiğim lahzada,
Bana bir tas �kırmızı� uzatsan
Gül kokulu sevdandan camlar içinde�
Kaç sevdaya tutulsam senli diyarlarda
Kokunu şimdi getirse şimal rüzgârları...
Edalı bakışlarını da çaksan bir mıhın ahenginde
Sana dönüşen varlığımın orta yerine�
Kaç çocuk büyütsem özümden içre,
Bir ırmak gibi senden bana akan,
Düşler sarsa bütün hayallerimi,
Katil bütün hayaletleri bitirdiğimde beyaz tenimde�
Kaç geceyi aydınlığa çevirsem,
Her baktığımda esmer simanın esinliğinde,
Yürüsem küçük dünyamın izbe sokaklarında
Yeniden bulmak seni güllerin masumiyetinde�
Bilmem, kaç sessizlik bozuldu bu topraklarda,
Senin çığlıklarınla irkilen ovalarda,
Dağlara çevirsem yüzümü,
Özgürlüğün bilinmeyen tek sahnelerine aşkın�
Kaç zaman geçti seni yaşamadık
Kaç zencefil yaprağı koptu dalından ince ince
Düşerken yorgunluğumla göklerden
Kaç özge tomurcuk çürüdü
Senden uzak bültenlerde�
Kaç leyli bahar geçti
Hala yoksun içimde�