Bir yolculukla başlar herkesin ahd-i ömrü
Sonrası esecek saba rüzgarının terennümlerinde gizli
Sanrılar tüm canları esir alır deminde zamanın
Bir yol bin yolcu taşır aynı vagonun içinde
Raylar bazen çakışadurur
Bazen aynı yola çıkmak ne mümkündür
Şair boşuna dememiştir
Bir nehir ki aktı ömrüm
Akarken ömrümüz köy derelerinin yataklarına
Bize beraberimizde götürdüğümüz çakıl taşları eşlik eder
Yol bitmez sanırız pınarda serinlerken tanelerin içinde
Kesilen yağmurlar getirmeden tan kızıllığının sıcaklığını
Hayallerimizde yol uzar gider ezelden ebede
Uzar şaşaalı yalnızlıklarımız
Ömrümüzün yuları tutulmaz vaktinde
Yürürüz yüzdüğümüz tanelerden kurulandıktan sonra
Ayaklarımız yere basar toprağı tanırız topuklarımızın sertliğinde
Ne su taşır bizi ne vagonların seyri selameti
Yol kısalır adamlarımızın yarıçapı büyüklüğünde
Şimdi yürü hayallerindeki uzun çizgilere
Nefesin kesiliverir yolun daha ilk çeyreğinde
Kendini tüy kadar hafif hissetmezsin artık
Ağırlaşmış bir beton yığını, tomar tomar kemik
Yol bitmek üzere durur önünde
Bir tepe daha aşayım deme
Kaldırabileceksen bükülmüş belini
Yürü�