İşporta, kaset tezgahlarında dolaşıyorum sanki...
Beraber yürüdük biz bu yollarda...
Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek...
Kolay, sıradan kelimelerle tasarlanmış övgü ucuzluğu.
Tek sıra olmuş yağdanlıklar yağlama çalışkanlığında.(?)
Kızmalı, öfkelenmeli, lahavle mi çekmeliyim acaba?
Yooo! Hayır! .. Bir taraftan seviyorum bu soylu kontrastı.
Yozlaşma ile asaletin, gerçek ile sahteciliğin farkı,
Nüanslarını gösteriyor insana, öğretiyor, tabii ki anlayana.
Yaşamın tadına varamıyor, keyfini çıkaramıyor insan.
Göklerde bitmek bilmez, can sıkan Türk-Yunan dalaşı,
Ege denizinde köşe kapmaca, tavşan kaç çocuk oyunları,
Sürmekte güneydoğu da göstermelik operasyon kararlılığı.
Top sesleri,bombalarla kutlanacak Cumhuriyetimin kuruluş yılı
Dövünen babalar, dedeler saçlarını yolan analar,bacılar,
Öksüz kalan çocuklar, eşler ağıtlar...ağıtlar...ağıtlar! ...
...Haberlerde;
Fidan gibi yiğitlerin sıra sıra, sıralanmış şehit tabutları.
Kırmızıyla beyaz, ayla yıldız sel olmuş akıyor sokaklarda.
İçimizde biriktirdiklerimizin dışa vurumu, ruh hali fotoğrafı.
İsyanlar, haykırışlar, nefret, kin salvoları, protesto tabloları.
İntikam yeminleri, ..kanınız yerde kalmıyacak masalları.
Çarpık eğitimimizde okutamadığımız, iş bulup aş veremediğimiz,
Aylaklar ordusundan tezkerelerini alan talihsiz gençlerimiz
Ocaklarına kavuşamadan giydiler kanlı şahadet gömleklerini.
Şehit kanlarıyla yoğrulmuş kutsal vatanın topraklarında...
İşte böyle bir ahvalde kutlayacağız Cumhuriyetimizin kuruluş yılını
Atasının emanetine ihanet etmeyen asil gençlerimizle...
Ağla Türkiyem, ağla Türkiyem! ... Ağla...Ağla...Kanlı gözyaşlarıyla! ...