uyanıp derin bir uykudan dinliyorum sensizliği
şimdiki zaman yok diye bağırıyor portreler
çekilmez sancıları, unutulmaz anıları geçmiş zamanın
beklemenin derin hüznüyle bakıyor gözler
.....
beli bükük hamalım ben şikayetim ahuzare
yıllardır taşıyorum seni kanburumsun sırtımda
ıslanmadın mı aşkın duygu sağnakları altında
sen bu sevginin gücünü nasıl algılayamadın?
.....
yaşamı harmanladığım bu ev beni almıyor artık içine
biliyorum olsamda içinde sensiz odalara sığmayacağım
şimdiki zaman yok diyor gözyaşları döküyor eşyalar
dayanılmaz ağrıları, sevgi baharları, sıcak yazları var
hepsini almış götürmüş kaygusuzca zaman...
.....
bir şiir üzüntüsüyle başbaşa ökzsüz kalmışım
unutmuşsun sevmenin salt sözcük olmadığını
sevmek, sevilmek sonsuz bir ilahidir
unutulmak, kör kuyu yalnızlığına gömülmek.
yangın kızıllığında mı olmalı hep gökyüzü?
.....
damarlarında dolanan kan zehirlemiş kalbini
ihanet ateşleri kavurursa eğer içini
pişmanlık alevlerinde kül olana dek yanasın
.....
hiç aklına gelir miydi terkedip giderken bedeni
ruhumun gölgen gibi ardından geleceğini...