Benim şafağım Ege'nin üzerinde
Sipylos'da ağarır senin şafağın
Ne fark eder, ikisi de bizim
Özlemlerimiz emanet
Paylaşacağız seninle bir gün elbet
Yorgun gönlümle sabuncu beli yılanlarını
Aşıp Sipylos'un yamaçlarına tırmanmak
Aşk ister, güç ister, inat ister
Aşk adama çölde serap gördürür
Hadi göster bana Sipylos'un şair kızını
Bir aşkın, bir Tanrı'nın sureti yok!
Ölüm sonrasının resmi var mı bilmiyorum.
Kuş tayfası benim dostlarım.
Güvercinler, hal halı boynunda kumrular
Benim sevgili ev sahibelerim
Kâh penceremde oturur sohbet kurarız
Kâh gökyüzüne gezmeye götürürler beni
Sakız kokan bayırlardan, kekik kokan dağlara
Kuş bakışı…
Sipylos'a bakarım en yükseklerden
Göğün mavisi Sipylos'un yeşil orman denizi
Kaybolan anemon* bahçelerine
Kybele'nin bereketi hâlâ üstünde bu toprakların
Çölde dikenler bile usanmış yalnızlıklarından
Ve hâlâ gözlerinin yaşı dinmemiş
Kral Sipylos'un taş kesilen kızı Niobe'nin*
Manisa, bugün benim şehzadelerimin ulu kenti,
Koca Mimar Sinan'ın son eseri Muradiye Camii
Aşk hastalarına derman olan adı meçhul duygu şairi,
Sana söz Manisa'yı gezmeden, Sipylos'a çıkmadan
Dönmeyeceğim adını öğrenmeden seni tanımadan!