Yokluğun kara kışlar gibi uzadıkça uzadı
Geleceksen baharları yanına al da gel
Kara bulutlar kaybolsun kararmadan dünyamız
Alçaklara yağan karlar seni üşütmesinler
Saymadım kaç cemreydi, en son hangisiydi düşen
Soyunacağım yalnızlığımın yorgunluklarından
Geçmişimizin siyah beyaz fotoğrafları renklenecek
Geleceksen bahar kıştan, yaz sonbahardan boşanacak
Ey güzeller güzeli, mevsimler çıldıracak kıskançlıktan
İçimdeki Sahra çölü, çayır, çimen yeşile boyanacak
Gelinciklerin dokuduğu kırmızı halı serilecek ayaklarına
Kavak yelleri soğuktur, başında sıcak sam yelleri esecek
Avuçlarıma bırak seninle gelen imbatların serinliğini
Yokluğunda yükselen yakan, kavuran ateşim düşecek
Irmakların taşmasından, bentleri aşmasından ürkerdim
Şimdi gürül, gürül taşkın sular misali gelmeni bekliyorum
Geleceğim dediğinden beri uykuları kovdum gözlerimden
Aklımda sen, fikrimde sen, içim dışım sen oldun sen!
Ey güzeller güzeli deniz olur dalga, dalga koşarım sana
Davullar vurur, zurna coşar, sazlar çalar, zeybekler oynar
Sözcüklerden harç kardım, mısraları tuğlaya saydım
Senli şiirlerle ördüm aşk yuvasının duvarlarını
Şairin senin için kurduğu bu dünyaya geleceksen eğer
Gelişine şölenler kurulur, bayram yerine döner buralar
Hoş geldin der şair şiirlerle, ey güzeller güzeli hoş geldin!