Gün yangınlarıyla çıkmazlarda kıvranışın başlar
kapıyı çalar tek başına kalmışlığın ölümcül gerilimi,
zincirleyemediğin bir öfkenin tortusu sarar yüreğini
kabuk tutmayan aşk yarasıdır kanar ha kanar
Ne acıdır her sabah günaydınsız bir güne uyanmak
gülümseyen şafaklarda artık çiçekler açmayacak
natürmort tablolarda sararıp solacak renkler
vazoda güller, karanfil ve orkideler koklanmayacak
Çok uzak yıldızlardan daha yabancı, uzaksın aleme
sokaklar tanımıyor, sevmiyor, köşe başlarında tehlike
balık olup yüzmek, martı olup uçup kaçmak nafile
gaddar bir gladyatördür zaman, geçer acı ve ölümle
Kaçtı parmaklarının arasından uğur böceğin
incecik bir dal gibi kırılıp yitti sevdalı düşlerin
mutlulukların umutsuzluğun girdabına kapıldılar
tüm sevinçlerin hüznün denizinde boğuldular.
Şimdi çalı bülbülleri şair için ağıtlar yaksın
ruh yangınlarını hiçbir şey söndüremeyecek
kalbinin sesi kesilinceye dek ağlayacaksın
tek başınalığın ölümcül gerilimi hiç dinmeyecek.