Ne çok badireler atlattı bu yürek
Bunu da atlatır elbet.
Renklerinin siyaha döndüğü
Çiçeklerin kan kustuğu
Tomurcuklara hasret baharlar gördü.
Serin bir yaz akşamının
Kavurucu sabahına uyandı şaşkın.
Gözlerini açacak olsa
Kör olmayı yeğleyecek dostluklardan geçti bu yürek
Sevdayı bilirim diyen sahte gönüllerde
Geçici kurulu tahtların sultanı oldu bilemeden.
Her defasında aynı saflıkla kandı aynadaki aksine
Oysa ne kadar içtendi�
Sonraları bir sahnede buldu kendini
Aslında en iyi arkadaşı hayat denen tiyatro oyunun başrolü�
Sevgilim diye kazıdığı en derinlerine yönetmen olmuş�
Dedim ya ne badireler atlattı bu yürek
Bunu da atlatır elbet.
İki damla gözyaşı,
Sessiz çığlıklar
Ve ömür boyu kanayan
Ama bir süre sonra acıtmayan yaralar�