Her seçim bir vazgeçiş yürekten ve her vazgeçiş belki de dokunarak acıyan bir yere, yaraların üstünü kaldırıp savurgan, biraz da hırçın yapıyor sözleri.
Aslında çıkarken dudaktan duyguya yakınlar. Korkular alıkoyuyor kimi zaman, yanıltıyor bazen de kalpteki kırıntılar.
Harcarken ve intikam alırken geçmişteki aşklardan, ağlıyor içimizde bir yer.
Oysa özlenen sevgiler tenine dokunuyor, farkında olsan da olmasan da gözyaşlarını siliyorlar.
Çaresiz ki yine yanı hata yapılan; kıymeti bilmek dokunabilecek mesafede olmuyor.
Ne zaman eskisi gibisin cümleleri savruluyor öfkeyle bakarken gözler, işte o zaman gerçekle dans başlıyor. Aynı şeyleri yaparsan aynı sonuçları alırsın diyor aşk kaçmaya yüz tutarken.
Sevdaları yakıp yıkıyoruz sonra. Elimizde kalanlara bakamıyoruz bile.
Geçiyoruz kendimizden bir zaman. Olur da çakışırsa benzer yürekler, belki o an doğru nedir sorgulanıyor.
Huzurlu yollarda yürünmek istendiğinde yol arkadaşının aklından geçenleri bilerek, dürtülere gem vurmak, arzu ve yasakla çatışmak gerekiyor.
Hazır mısın yeni başlangıçlara? Hiçten var olup her şey olmaya dostluktan geçen taşlı yollarda? Zaman diyerek suyu yoluna bıraktığında yazgı zaten şekil alıyor.
Şimdi seyrediyoruz senle sıcak bir yaz mevsiminde şehr-i istanbulla raks eden aşk oyununu. Kaybeden olmayacak bu kesin. Yeter ki doğru zaman olsun yüreğinin yüreğime değişi. Yoksa dumanı tüten bir gemiye iskeleden baka kalmak ve umutları yarına bırakmak misali, buruk olur içimizin sevdalanmaya hasret gözleri. Dar alandaki kısa paslaşmalar; işte o zaman acıtır içimizi.