O tren garında sarılışındı beni sana bağlayan...
Hani düşecektim,
Tutmuştun...
Tenini tenimde,nefesini yüreğimde hissetmiştim...
İçime çektiğim saf kokun kaplamıştı beni,
Haberin yoktu...
Ve olanlar oldu...
Sahilde el ele dolaşırken,
Topuklarımı acıtan deniz kabuklarına aldırmadan,
Kumlara yazdım seni seviyorum diye.
Dalgalar silse de,
Alnımdan silemezlerdi yazını...
Denize karşı oturmuşuz,önümüzde iki demli çay...
Bir balıkçı teknesi ağ atmış,
Bense bir bulut ahenginde,
Gözlerinin ağına takılmışım...
Seni seviyorum diye haykırmak istiyorum,
Bu şehrin bütün seslerinin inadına...
Masmavi deniz ve sen!
İki sevgili yanımda...
Oturmuşken yosun kokan Eminönü rıhtımında,
Balık ekmek yerken izlemek seni...
Deniz de fısıldadı mı kulağına?
Seni sevdiğimi...
Ve sevgili;
Doğan güneşe saklanırken,
Yakamozlar imrenir sevdamıza.
Dalgalar şahit aşkımıza...
Önümüzden geçen vapurlar inletirken nağmeleri,
Eşlik ederken bu mutluluğa,
Martılar dans ediyor etrafımızda...
Ne olursun daha sıkı sarıl bana,
Ateşlere sal senden gayrı ne varsa...
Ey sevgili..
Ruhunun en ücra köşesinde sakla beni
Olur da bir gün sensiz ölürsem
İnan ki...
Gözlerinin tarihçesinden sessizce
bir gül düşmüş olacak toprağa...