Yüreğimde günden güne büyüyorsun!
Sanki deliniyor ruhum,
İçlerime işliyorsun,
Ağır ağır nakış gibi kendini.
Ölüp ölüp dirilmek gibi,
Solup tekrar yeşermek gibisin yüreğimde.
Sevilip aşık olunası hayalinle,
Uykusuz beklentilerisin yüreğimin.
İyiden iyiye siniyor üzerime kokun,
Kilometrelerce uzaklardan dahi!
Sanki sökülüyor katılaşan duygularım.
Seviyorum kokunu taşımayı koynumda.
Azar azar ağlıyorum.
Akşam vakitleri bir başka dokunuyor bana.
Yeminler gibi takılıp kalıyorsun dudaklarıma.
Zirvesi karla kaplı bir dağ oluyor,
Aşk,
Adın geldikçe boğazıma.
İncitilmesi mümkün olmayan bir sevdalı besliyorum.
Yine de yitirilmemiş hevesler tattırıyorum ruhuma.
Menekşe tohumları gibi sakinleşiyorum,
Sevda canımı yakıp, çığlık attırınca bana.
Papatya çayının dumanında yayılıyorsun her yanıma,
Ne zaman fincanımı elime alsam�
Penceremin pas tutmuş kanadında;
Gizleniyor gözlerin,
Başımı uzatıp dışarıya baksam�
İkiz bir mevsim gibi sarınıyorum sana.
Sarmalıyor yok bile olsalar ellerin beni.
Zambaklarla çevrelenmiş mezar taşları,
Azalıyor kırsalında sevdamın.
Yüreğimde günden güne büyüyorsun!
Söz verdiğim gibi saklıyorum seni,
İçimin en derininde�
Ruhum,
Taze bir gonca yaprağı gibi deliniyor,
İçlerime işliyorsun!
Mecnununum!
Bilmiyorsun.
Ya da bilmek istemiyorsun.
Birikiyor közlerin döküldüğünde kalbimden,
Emanet bir şarkıyla vedalar yazıyorum sana.
Halim,
Gün aşırı kötüleşiyor!
Akşamlar yaralı yüreğime ilaç vermiyor.
Köşeye sıkışmış bir kirpi gibi vahşiyim.
Canı yanmış bir hayvan gibi�
Kokun rüzgârın önüne düşmüş,
Bana bana esiyorken,
Cebinden çıkan bir kolye düşüyor aklıma.
Yüreğim artık sana yetmiyor!
İçimde o kadar büyüdün ki.
Ruhum dört yanından çatlıyor.
Anlatamıyorum.
Rüyalarımı hiç kimseye,
Kendime bile.
.