Kara bir örtüyle sarıldı güneş
Yitirdi sihrini bütün yıldızlar
Söndü uçurumu gösteren ateş
Kuşatma altında bir vicdan sızlar
Kimdik, sayfalarda izi kalmamış
Hani biz, hani o silinmez mühür
Çölün ortasında susayan kamış
Zincire vurulmuş, dizginlenmez-hür
Nerde kıtaları öpen dolunay
Sultanların ak-yazılı tuğrası
Şuursuz menzile gerdirilen yay
Memalik'in ürkütülmüş buğrası
Bayraklar bayraklar, yenik bayraklar
Kâğıt-fenerlere hapsolan çığlık
Zoraki bir gurur: ürkek leylâklar
Ne yapsan, ne etsen gizlenmez sığlık
Soğuk mermerlerden sevimsiz bir put
Hiçin karekökü yapay alkışlar
Köksüz bir ağaca bağlanan çaput
Divan-ı Hümayûn sürgünde kışlar
İsyanın üstünde ölüm tırpanı
Söz kilitli, diller korkudan tutuk
Mümkünse o eski resmini tanı
Seni sana unutturur kör-nutuk
Naylon seralarda nâfile gayret
Krizantemlere dönüşmez lâle
Hanedan mirası: esef ve hayret
Yüzyıldır bu hasat ermez kemâle
Hendese yok, terazi yok, oran yok
Ustabaşı bir garabet şaşısı
Yapılır mı, yapılmaz mı soran yok
Ulu şâra yoz âşiret aşısı
Don Kişot habire sallar kılıcı
Fetihlerin fetvasını veren yok
Tarih söyleyecek: kimmiş kalıcı
Ebed-müddet esrarına eren yok
Kırıldı aynalar, dağıldı şekil
Sırrın simyasını kim sağlayacak
Ey yükselen tufan durul ve çekil
Bir millet yeniden kan-ağlayacak
İçin için devinir alev volkanı
Yanardağ üstüne anıt kurulmaz
İlkeler durdurmaz çıkacak kanı
Aşk eksik olunca hedef vurulmaz
Kendi iklimini bulur bir zaman
Ağyar ayazlarda üşüyen kuşluk
Sabırla beklenen soylu kahraman
Sen gelmeden giderilmez bu boşluk!