Şiir Arama

Seyfi Karaca - Hüznün Doruk Noktasına Terkoluş

Seyfi Karaca �
Hüznün Doruk Noktasına Terkoluş
Bilardodan tanırdım
Biz soğuk kış günlerinde ağzı beraber
Kapalı pencerelerine doluşup pinti mi pinti
Mekan sahibinin
Fazla kalorifer masrafı oluyor bahanesiyle
İçenleri bol mısır tiryakisi göz gözü görmez tütüne
Dumanaltı ettiği
Bilmem hangi çalı arkasından fırlamış bir korku gibi gelir
Bulduğu kıyı köşeliğe taburelenir
Sıfıra vurulu saçları ve günden güne eriyip solan
Kemo terapilik benziyle
Böyle hışş
Ebediyyen sessizliğe taburcu olacağı halinden okunan
Yol kesişmelerinde müddeti kararan kavşaklar gibi mat
Şah mat..!
Duyardık ki
Her sabahın köründe erkenden kalkarmış
Yeneceğim bu illeti
Göreceksiniz
Herkes de görecek
Kimsenin hakkından gelemediğini
Ben haklıyacağım ..hiç kimselere bırakmayacağım
Böğrümün dibinde uyuyan kalbime bile
Emenet etmeye kıyamadığım çol �çocuğu
Tepeleyeceğim bu kanser dedikleri başa belayı
Görecek...!
O doktor müsveddesi hergeleler de görecek
Hasta bakıcılar da, hademeler de meğer ben neymişim
Der durur ve deli taylar gibi elmalıkları
Korulukları
Şehrin etrafını tur dönermiş..
Ama biz biliyoruz ki
Boşa çıktı bu çabalayan çırpınış
Yenemedi ve çok geçmeden kendi tortop olup yenildi
Kısmeti nasip bugüneymişden hüznün zirve yapan
Doruk noktasına ayaz bir kış gününde
Salası okunmayan gurbet ellerde..
Çocuklar evvela analarının yanında kaldı
Analarınıysa yan komşusu evli barklı biri ayarttı
Ölenden arta kalanların suyunu çektiresiye
Allem kallem ve alem
Gerisiyse hikayenin
Dram üstüne
Dram tarafı

Seyfi Karaca...........Ağustos & 10


Yorum Yaz

Yorumunuz (*)

Resimdeki kodu giriniz

IP Adresiniz: 3.12.34.192

Yorum Yok

Bu söze ilk yorumu siz yazın.