O edebiyat okumak istiyordu, yazar olmak. Ama tek yazabildiği bu intihar mektubu oldu.
Böyle dürüst olman firmamız için iyi birşey değil. Müşterileri idare edebilmek için daha diplomatik insanlara ihtiyacımız var. Sen çok açıksözlüsün. "ancak iki bacağım kırıldıktan sonra kendime gelebildim efendim. Değişmem kolay olmadı anlayacağınız. Eski.
Baba, ben mühendis olmak istemiyorum. "şu ranço isimli serseri mi kafana giriyor?" ben mühendisliği sevmiyorum. Çok kötü bir mühendis olurdum. Ranço'nun mantığı basit: tutkulu olduğun şeyi meslek edin, o zaman işini severek yaparsın. "ormanda ne kazanacak.
Aptal. Fotoğrafçılığı seviyorsun, ama gidip makinelerle evleniyorsun.
Michael jackson'ın babası onu boksör olmaya, muhammed ali'ninki de şarkıcı olmaya zorlasaydı ne olurdu? felaket olurdu. Anlatabiliyor muyum?
"ay'a ayak basan ilk insan kimdir?" neil armstrong efendim. "tabi ki neil armstrong. Bunu hepimiz biliyoruz. Peki ikinci kişi kimdir? boşverin. İkincinin bir önemi yok. Kimse, ikincileri hatırlamaz. ".
Bugün, şu aptala duyduğum saygı daha da arttı. Çoğumuz üniversiteye diploma için gitmiştik. Diploman olmazsa, düzgün bir işin veya eşin olamazdı. Kredi kartların, saygınlığın olamazdı. Ama onun için bunların hiçbirinin bir önemi yoktu. O, üniversiteye sad.
İnsanları robotlara tercih eden bir firma olmalı bir yerlerde.
Efendim, neden puan sıralamasına göre koltuk düzenlemesi yapılıyor? "bir şikâyetin mi var?" evet, bu notlama olayı kast sistemi gibi. A alanlar, efendiler. C alanlar, köleler. Pek hoş değil, efendim. "daha iyi bir fikrin var mı?" evet. Hatta sonuçlar bile.
Kendimize davranış bilimleri'nden bir ders: "arkadaşınız başarısız oluyor, üzülüyorsunuz. Arkadaşınız birinci oluyor, daha çok üzülüyorsunuz. ".