Seviyorum seni, ölümsüz bir meyvenin
zamanlara eşit yüzyıllardan bu yana
benim de pırıltılı diş izimi taşıyor
güneşli geceler ağacında sallanan elma
Seviyorum seni, de ki,tenin gözeneğinde
kendinden geçmiş tuz eriyiği
biçimsiz bir akış, dalgın, dağınık
itiyor hırpani imgelerin yardım elini
Seviyorum seni, ne menem şeydir şu senin aşkın
en çok neye benzer diye sorulduğunda
dilsiz kayalara verdim yanıt hakkımı
kaynaşık çakılları gösterdim de onlara
Seviyorum seni demek yetmiyor bazan
yer değiştirmez de değişir insan
sesi incelir, sezgileri gelişir güzelleşir
sevdikçe seni bana benzedim
Seviyorum seni, çok uzaklardaki
annesinin öldüğünü sezen yavru köpeğin
sabaha dek inlediğini dinlemiştim birinden
işte demiştim bu benim yas tutan aşkım
Daha yitirmeden acına erdim