Yapraklar yatağın olsun, kırlangıçlar arkadaşların, yıldızlar yorganın olsun hem zaten gökte işsiz güçsüz duruyorlar.
Bir yaz günü, bir yaz günü hiç bu kadar üşüdün mü? rüzgar gülü rüzgar gülü hiç ölümü düşündün mü?
Kayıp bir bavul gibiyim havaalanında. Ya da boş bir yüzme havuzu sonbaharda.
Çok mu ayıp hala mutluluk istemek? neyse.. Zaten hiç halim yok.
Sen geçerken sahilden sessizce, gemiler kalkar yüreğimden gizlice.
İstanbul bugün yorgun, üzgün ve yaşlanmış. Biraz kilo almış, ağlamış yine. Rimelleri akıyor.
Sokaklarda sapsarı yapraklar, mazgallarda yağmurlar. Hangi kentte bu denli acı var, başka nerde istanbul kadar.
Yüreğimi bir gün yollara atarsam, bir gün nehir yataklarına dolarsam, korkarım suyumun çoğu senden yana akacak.
Sözlerini unutmuş en sevdiği şarkının, bakmış ne geçmiş geçmiş, ne gelecek gelecekmiş.
Herkes, dedi, merak içinde; ölümden sonra hayat var mı diye. Boşuna düşünürler sanki, hayat varmış gibi ölümden önce.