Sevdiği insanla arası bozukken araya giren 3. şahıslardan hoşlanmaz. Çünkü bilir insanları kader değil; insanları insanlar ayırır.

Çantada keklik değildir hiçbir zaman Koç. Uğraştırmayı sever. Gerçekten seven insan uğraşır. Yok öyle beleş! Seviyorsan uğraşacaksın!

Seven Koç merak eder. Haber vermezsen çıldırır. Birde nerede olduğunu sorduğunda tuhaf tuhaf cevap verirsen Allaaahh.

Koç ayna gibidir. İnsan onda kendini görür, iyiye iyi kötüye kötü görünür! Kimseye hak etmediği gibi iste de davranamaz.

Koç verilen mesajları çabuk alır ve naz yaparak altının çizilmesinden hoşlanmaz. Fazla naz aşık usandırır mı bilmem ama Koçu usandırır.

Önemli olan yapmadan önce bir Koçun rızasını almak. Ona haber verdikten sonra ne halin varsa gör! Yok demez kolay kolay zaten.

Sadece çok sevilmek mutlu etmez koçu.. Sevildiği kadarda çok sevmek ister. Çünkü bilir tek taraflı olan hiç bir şey tam tat vermez.

Bir Koç`un daima dorukta olma isteği vardır. Bu yüzden O, dorukta olmasına engel olan insanlara içten içe garez duyabilir. Garez duyduğu insanları da sürekli olarak çekiştirir. Çünkü bir kere gıcık olmuştur. Fırsatını buldukça laf etmeyi ihmal etmez Koç. Yani kısacası Koç`un istediği bir şeye engel olursanız vay halinize.

Bir Koça kendini sildirme! Çünkü eğer bir kez silerse bir daha hiçbir kalem seni onun hayatına yazamaz.

Bir Koç için hiçbir zaman 2. planda olmak söz konusu olamaz. Bu yüzden bazen O, öyle sivri gözükür ki her işte bir parmağı olduğunu düşünür ve sinir olursunuz. Koç’un bu derece aktif olması O’nun sevdikleri tarafından kıskanılmasına sebep oluyor. :)