Dağların yalnızlığı ve
Ölülerin benzeşmelerinden kopuk
Yattığı yerden hayata uzanan
Bir bağlaç gibidir; yalnızlığı
Ve ölüleri utandıran bakışı�
Esmer sevdasının hürmetine üç renktir Aydın..
Haritası yanlışa düşenin doğmamış çocuğu�
Kürdistan�da yusuf olmak
Kuyuda boğulmaktan daha vahim
Doğmamışlığına bir ad veremezken�
Cenin evresinde gül hayatın
Tırnağı kapatıp �bitti bu cümle� diyorlar..!
Oysa;
İkinci el bir çocukluktu seninkisi
Ama�lı bir ama'yla
Nasıl rüşvetsiz gülerdin hayata...
Erken olan bir daha yargılansın!
Karabasan bir ölüm getirdiler baş ucuma
Günü ikiye bölüyorsun; Aydın�lık sen
Biz karanlık tarafta kalıyoruz...
Ve bu çok erken gidişin -yargılayın demiştim-
Tahrip ediyor Nazım'ın 'güzel günlerini'
Göreceğimizi gördük;
Yağmurun güneşe olan saldırısında!
Yağmur ve kan
Zaman ve kan
Durdurun bu yağmur vakitli ölümü...
Rezil bir sefa sofrasında mezhebi hainler
Olmayan şereflerine kadeh kaldırmakta!
Bitsin bu şölen!
İlk değil Kötülük Tanrısı'na verdikleri kurban�
Kurban olacaklar o'ndaki sen'lere!
Onurları eziliyor gidişinde
Kefenlerini şairler biçsin..!
�Amed'i dinliyorum, gözlerimden gözbebeklerimi akıtarak'
Her sokakta gölgen gariptir çürüyor susmalar
Benim olsun tüm ölmeler: zenci bir provokatör gibi bıraktığın keder
Dünya bunu kaldıramaz yıkılır gövdesinden kurşunlanmış gibi!
Evreni ikiye bölüyorsun;
Nazım haklı çıkıyor... Güneş'e gidiyorsun...
Bizse AYDIN'sız kalıyoruz...!