Ben dört tekerlek üzerinde bir sandık
kansız, cansız, duygusuz ve düşüncesiz.
Bazen bir kazan mısır,
bir torba kestane yüklü bazen
gider giderim iki elle; omzumda.
Beyazıt�ın yokuşlarını bilirim,
Aksaray�dan kum kapı�dan
bilirim Eminönü�nün, Karaköy�ün insan yükünü.
Sahibimi tanırsınız,
onun adı Mustafa�dır, Hasan�dır, Mehmet�tir
Kastamonu�dur memleketi.
Bir karısı, vardır evinde
dört-beş te çocuğu
bir anası,bir de babası vardır köyünde.
Benim vatanım sonsuz.
Onları doyuracak ve giydirecek
her yer memleketimdir benim.
Dert nedir bilmezdim ben,
�şükür� dedikçe onlar.
Oysa şimdi bir ardiyede paramparçayım.
Ve her parça tahtamda gayrı,
kanayan bir umut,
binlerce açlık, binlerce düş
ve yeniden
bereketsiz, kıraç topraklara
dönüş var.