yürü demişim yürü kim tutar seni
içimde tarla solucanları
gibi yakamozlar kıvranıyor
çay bahçelerinde
ıssız deniz kıyılarında
Çile Bülbülüm Çile
Safiye Ayla' lar
yosun kokularında ağlıyor
yürü demişim yürü kim tutar seni
yalan değil. yüreğini
palmiye gövdelerine kazımışım
karınca yollarına
senin adına
nedenleri niçinleri bir sürü
notlar bırakmışım
yürü demişim yürü kim tutar seni
oturmuşum geceleri
şırıl şırıl akmışım
ateş böcekleri dizimde
seni anmışım
yürü demişim yürü kim tutar seni
dalgalar yorganım olmuş
taka sesleri ninnilerim
kafam kıyak
sallanmışım
…
bağışlanacak ne var ki
altı üstü işlenmiş bir cinayet
yat kalk yat kalk an ve an
yaşadığımıza şükret