masa yok,hiç bir şey destek olmuyor onlara
................................................................adelıa prado için
ne kadar da şeffaf yüreğin içindekilerini görüyorum
düşünceli bir kadın yüz yıllık koltuğunda oturuyor
belki sevgilim olabilir
yaşamı ve aşkı kendince örüyor
bakarak ona yedi renk gökkuşağı yayında sallanıyorum
kilometrelerce ormanlar uzanıyor pencerelerine
kırlangıçlar üremek için üşüşüyor
yeşil zeytin ağaçlarıyla dolu bahçelerine
ve yağmurlar gibi şarkılar yağıyor
simli kirpiklerine
nefesimi duyuyor biliyorum o yüzden varendasına çıkıyor
yalınayaklarının altında çırılçıplak yapraklar
heyecandan titriyor
asma kokularına dokunur gibi
hey kim var orda diye
hüznüme şefkatle sesleniyor
ve Onu tanıdığımı sanıyorum tanımak ve sanmak
ne oldu şimdi ikircikli duruyorum ortada
ne oldu şimdi sanki masasız kalmış parklarda
ya da balıksız denizlerde
düşünüyorum Onu ten ve ter kokularında
oysa karınca kadarım belki kıymetsiz bir toprakaltı
ama tarih kokan bir taş kadar da yalnızım
neden ürperiyorum karşısında
söyleyebilir miyim alnında uçuşan saç tellerinin güzelliğini
anlatabilir miyim soluduğum nefesini
günlüklerini
gizli saklı okuyabilir miyim
olmasanda yaşayabilir miyim
bir düşte olsa gecelerini
anlıyorsun değil mi
paylaşabilir miyim
okşayabilir miyim
telli duvaklı kıpkırmızı gelinciklerini