Karargâh kurulmuş, sultan oturmuş
Cengâverler "Ya Hû" deyû seslenir.
İt kemikten, iblis âteş, karga leş,
Hak âşığı ancak nurdan beslenir.
Nazar eyledikçe nice kalp erir
Âlem nabız olur göğsünde vurur.
Sarık bağlarında bir melek yürür,
Der; "Böyle hünkâra nerde rastlanır."
Cengâver bu; uslanmaz, deli yiğit
Naat bilir nedir duymamış ağıt.
Nikâhına, Kelâm-ı Hakîm şâhit
Bir dağdır o; ancak dağa yaslanır.
Düşmanı nefs, celâli "ney" gibidir
Aklı sadak, yüreği yay gibidir
Akınları "Tavaf" ve "Say" gibidir
Böyle kılıç, kında nasıl paslanır!