Cânâ beni sen hangi elem şehrine koydun
Kıymaksa murâdın bilesin; sen bana kıydın
Sultânı, hayâtında değil görmüş adâlet
Mescîdin ezan sandığı dâvâsına lânet
Dallar yanıyor, çimde savaş... Kavgada dağ taş
Baş koymadı diller koparıp gövdede bir baş
Eller de ayaklar da melânette buluştu
Bir kalp ki kurak; kendisinin derdine düştü
Efkârıma 'zihnimdeki sen' yetmiyor, anla,
Eşkâlini çiz; gönlü yeter koyma ziyânda
Vallâhi de billâhi de ıslâh olamam ben
Bir kâse eğer aşk meyi içmezsem elinden
Cânâ, bana sen şimdi nesin, her zaman o'ydun
Ben kendimi duymam... Bilirim; sen beni duydun.