Burada yağmur yağıyor ama sen şemsiyeni almadan gel yine de. Özletiyor bu çılgın sağanak seni sırılsıklam özletiyor biliyor musun.
Suya düşen bir karanfilse yüreğin, bırak kendini ırmağın türküsüne gülüm vursun seni o taştan bu taşa o çağlayandan bu çağlayana.
Dedi ki o: yoruldum insan olmaktan insan yorulur bazen insan olmaktan.
Her aşk bir ayrılık gizler, ayrılıklarsa bir merhabanın sıcaklığını taşır kendisinde.
Beklenmedik bir anda terk edilmişsindir bütün sevdiklerince suçlamak istemesende hiç kimseyi üzünçle yanmakta yüzün adını bile koyamadığın bir boğunç dolmakta şimdi yüreğine ve usulca ağmaktadır gözlerinin peteğine ağulu bir hüzün.
Sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz, belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün.
Ayağı kayan bir çocuk kadar şaşkınım, bilemedim düz yolda yürümenin imlâsını. Kanayan dizlerime bakıp da ağlamayı öğrenemediğim gibi.
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir. Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü.
Gün biter gülüşün kalır bende.
Büyülendim ama büyüyemedim aklım ermedi aynalara ve suya yüzümü gösterip kalbimi neden sakladıklarını öğrenemedim şaşkınım, cahilim ben bu dünyada.