Şiir Arama

Altay Öktem - Gece

GECE

falım yanlış çıktı. oysa ne güzel
kapatmıştım fincanı, sakalımı kesmiştim dün
tüysüz bir oğlan gibi en dipte
siyah inciler dizmiştim kendime
düşüm yanlış çıktı. sözünde durmadı periler
kaldırıp yorganı üstümden, hem de kış vakti
hem de lapa lapa kar yağarmış gibi hissederken ben
her şehre geri dönerken, her şehri tutuştururken
fırsatçı yangınlara geçit vermezken tenim
tenim dediğim; pörsümüş bir kağıttan biraz kalınca
kurumuş bir yaprak gibi salınan suda
tenim dediğim; değerken sana ıslıklar çalan
tenim dediğim; külliyen yalan!



kış da geçti sonunda



yeni bir fal kapatsam yaz gelir mi sılada
şöyle gözlerini süzse bir kadın, boynunu uzun
kollarını kısa tutsa sarılırken bana
o anda bir yaprak düşse dalından
kınından çekilse kılıç, eski bir çağda
bir şövalye gibi dimdik dursam ayakta
hayatın karşısında; öyle dimdik, öyle dik, silik
sularda aksini görsem, masallarda olur ya
eğilsem, su içerken mesela ya da yüzüme
vururken avuç avuç o sıradan kanamayı
aaaa, bir baksam yüzün senin, sulara bocalanmış
geçmişe bulanmış, tarihe karışmış, aksak bir halkın
toprağını sulayan nehirlere, çocuğunu emziren
kanserli memesine, bulanık süte
ota boka karışmış yüzün senin sulara



yaz da geçti sonunda



fincan yapıştı tabağa, dileğim tuttu
bir çingene çift eliyle sarıldı hayata
geçmişi unut! dedi, sokaklara çıkma
herkes kendi karabasanına tutsak olur sonunda
herkes bir dağın arkasına geçer
herkes bir dağın arkasında vurulur
her soytarı çetesini dağıtır sonunda





çetemi yol tuttu, eğilip kustum kendi türkçe'mle
saçımdan sürüklenmiş gibi, sanki eski
bir falakaya yatırılmış gibi ayaklarım şişince
akbabalar üşüşünce dilime, yaşlanınca dağılır ya dağlar
eskiyince yüklüğe kaldırılır ya yorganlar
kurşuna dizilir ya atlar, çingeneler asılır ya
sararmış fotoğraflar bir bantla tutturulur duvara



duvar taşımaz o yükü, eski bir sevgilinin
yüzünü zaten kaldıramaz tuğla
sıvası dökülen bir bedenin ruhu olmaz aslında
geriye sarılır film, derine işler acı, aşkı
herkes kendine biçer, eksik bir düğme gibi
yalnız kalır iliğin ıstırabı



falım yanlış çıktı. bir çocuk kurşuna dizildiyse doğu'da
dağlar iteklendiyse, kenara çekildiyse bir nehir yatağına sırıtarak
yüzün senin kaybolduysa sularda
tenimi acıttıysa hava, bulutlar da suçluysa



bahar falan yoktur buralarda



mevsimsiz kaldık. kolumuz kırık
kanadımız zaten yoktu periler aldattı bizi
suçluysam yüzüme gül, suçluysam kendini
as ruhunun tavanına, mumları devir
pencereden bakıyorum; hiçbir mevsime uymuyor şehir
pencerem de pencereye benzemiyor aslında
sen mumları devir, nasıl olsa tutuşur perde
ateş yalan söylemez, duman yayılır
ölüm dediğin hep dar gelir bedene



falım yanlış çıktı. bir fincanın içinde
sıkıştı kaldı kendimi kovduğum gece


Yorum Yaz

Yorumunuz (*)

Resimdeki kodu giriniz

IP Adresiniz: 18.188.96.17

Yorum Yok

Bu söze ilk yorumu siz yazın.