KARANFİL
seni düşündükçe dolapdereli bir çingene kadının
sevişirken çıkardığı sesler seni düşündükçe
çift kağıt cigara dumanı, dilimin uyuşması
haylaz bir çocuğun türkçe defterindeki
kenar süsleri, sikimin anteni...
seni düşündükçe kimsesiz yangınlar sarıyor bedenimi
korkağım; kahramanlar çağı bitti, çoktan
ferhat da karıştı tarihe demek aşk da yalan
milletler vekilleriyle dolaşıyor o yüksek kaldırım senin
bu yüksek kaldırım hiçkimselerin
seni düşündükçe taşşaklarım telaşlanıyor inan
bir prenses sıyırıp bileğindeki altın bileziği
suya fırlatıyor; su da kirli
bembeyaz bir elbiseydi üstündeki mütarekeden önce
işgal kuvvetlerince zorla morlaştırılan
şimdi neden siyah, o da belli belirsiz
bir sorudur sahibini vurdurtan
seni düşündükçe suyu da biz mi kirlettikti?
zürriyetim! ey!
oysa yarin yarrağından getirttikti karanfili