Ah be deli çocuk! hepiniz bu yaşlardaaynı rüyayı görüyorsunuz.
Bitmişiz, bitmişiz. Gökte dolunay tabak gibi. Dolunaya bakıyorum. Seni görüyorum o an. G-3 var bende, canavar. 3 kilo, 30 kilo olmuş. Sarılmışım, makineye sarılmışım. Sen sanıyorum. Sonra yanağımda bir sıcaklık fark ettim. Senin dudakların sanki. Sonra…sonra bin.
+hanım hanımcık bir kızdı. Ne oldu ona? - o iş bitti dayı. + bitti mi? ne ya, bu işler böyle çarçabuk mu bitiyor? türkü gibi ha?
Oğlum. Ne bu hal? – biraz kapışmışlar işte,aşağı mahallenin çocuklarıyla.
Doktorlarla uğraşıyoruz, hastabakıcılarla uğraşıyoruz. Cebelleşiyoruz. Ben başladım bağırmaya. Karıştı tabii ortalık, polisler falan. O kadar çaresiz bir haldeyiz ki anlatamam sana. Semih abim bile, o kadar çaresizdi. İşte o an dedim. Biz nerdeyiz ya? bu.
Ne yapacaksın amerika’ya gidip?zenci mi olacaksın? ben sana söyleyeyim şimdiamerika’ya gidince ne olacağını. New york’a gittin. Hava alanına indin. Ne yapacaksın? taksi bulacaksın. Nah bulursun boş taksi. Oradan ineceksin hop metroya. İki düz bir ters gide.
Önce teorin olacak. Sonra yükleneceksin pratiğe.
Biz buraya ait değiliz abi. Bu hayat bizi kesmez. Bizim olayımız ayrı. Ortamımız da ayrı olmalı.
Mına koyim, zaten bir gün bu çöplük de patlayacak. Hepimiz kendi pisliğimizde geberip gideceğiz. O zaman göreceğim;ak gt nerede, kara gt nerede?
Ne kadar duman,o kadar randıman oğlum….