Söz Arama

Bayburtlu Zihni

Yıkmış çadırların göç etmiş leyla vardım ki boş kalmış yar otakları dağı mesken etmiş biçare mecnun akıtmış gözünden kan ırmakları
zeyd ile göndermiş leyla'ya name dedi iyi getirdim ağyarı kama akıbet yar oldun ibniselama neyledin ettiğin o misakları
zihni'yim akıttım didem yaşların yedi yıl bekledim bulak başların dağıt bu derneği sav savaşların bozuldu kabail ittifakları.

Vardım ki yurdundan ayak götürmüş yavru gitmiş ıssız kalmış otağı camlar şikest olmuş meyler dökülmüş sakiler meclisten çekmiş ayağı
hangi bağda bulsam ben o marali hangi yerde görsem çeşm-i gazali avcılardan kaçmış ceylan misali geçmiş dağdan dağa yoktur durağı
laleyi sünbülü gülü har olmuş zevk u şevk ehlini ah ü zar almış süleyman tahtını sanki mar almış gama tebdil olmuş ülfetin çağı
zihni dehr elinden her dem gam ağlar vardım ki bağ, ağlar bağban ağlar sümbüller perişan güller kan ağlar şeyda bülbül terk edeli bu bağı.

Uzun müddet haber yoktur sılamdan her posta geldikçe gönlüm yerinir haber yok evlad ü ayal, anamdan can postanelere varır sürünür
kör olsun gurbetin kahrı bitmedi gidemem vatana çilem yetmedi gül de taksam bülbülümüz ötmedi altın kafes olsa viran görünür
bahar geldi seyran için iline herkes sevdiğim takmış koluna zihniya gurbetin gider yoluna hasretli sîneme hicran sarınır.

Seni bağı iremden mi kaçırmış melek misin asumandan mı geliş gittikçe şevketin şanın yücelmiş bilmem tahtı süleyman'dan mı geliş
hüsn ile bugün yusufi devransın ne incisin ne mercansın ne cansın korkarım fitneli ahır zamansın mehdi misin ısfahandan mı geliş
güzel sevmek olmuş zihni'ye adet ne bağda ser çektin ey servi kamet sormak ayıp olmasın a çeşmi afet mülki lali bedahşandan mı geliş.

Saba gider isen bizim diyare benim vasfı halim o yare söyle lalenin bağrında bir ise yare benimki erişti hezara söyle
bülbül bir gül için çekerse zarı halini arzeder yüz yüze bari ya ben görmemişim o şuh didarı bıraktı bu garip diyare söyle
pervane perrini yaktıysa nare ya ben yaktım vücudumu yekpare zihniya mansur'u çektiyse dare ben esirim zülfü nigare söyle.

Katip sen yaz saba sen de kerem kıl götür arzıhalim yare tez elden naziktir efendim nezahetli bil gönderelim o dildara tez elden
katip çok uzatma sarfı imlayı hemen yaz derdime iste davayı kerem et bekletme bad-ı sabayı azmeylesin o diyara tez elden
hasretli dideme nem mi gönderir hicran mı gönderir gam mı gönderir kendi mi gelir merhem mi gönderir zahm-ı dil-i zihni'zara tez elden.

Bâd-ı sabâ selâm söyle o yâra ya gelsin ya gidek o diyara biz kâtip, arzıhâlim yaz ki canana ayrılalı düştük ah ü zâra biz
kâtip, arzıhâlim arşa dayandı can gurbette hasret nârına yandı herkes sevdiğinden doydu, usandı neden kaldık böyle bahtı kara biz
namem hem okusun hem yâr ağlasın aşk oduna düşsün nâçar ağlasın sînesini dövsün her bâr ağlasın desin ki zulmettik zihnî'zâra biz.